Prof. Dr Ahmet Çalışkan


İstanbul Üniversitesi, İstanbul Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı emekli  öğretim üyelerinden Prof. Dr. Ahmet  Çalışkan'ı 26 Ağustos 2001 'de kaybettik. 1927 İstanbul doğumlu Dr. Ahmet Çalışkan, Galatasaray Lisesi (1946), İstanbul Tıp Fakültesi (1952), Haseki Hastanesinde asistanlık (1954-1956), Haydarpaşa Numune Hastanesinde başasistanlık ve doçentlik (1957-1968) yıllarını izleyerek İstanbul Tıp Fakültesi Nöroloji ailesi içinde yerini almıştı (1968-1994).

Ben kendisini 1974-1994 yılları arasında kliniğimizin bir hocası olarak tanıdım, birlikte çalıştım. Genel Nörolojinin yanısıra epilepsi ve EEG (elektro-ensefalografi) ye olan özel ilgisi hep devam etti. Bizler için  EEG-epilepsi onun adıyla  özdeşleşti. Febril konvülzüyonlar, yenidoğan ve erken çocukluk çağı EEG'sinde gelişim basamakları onun yıllarca uğraşı oldu. Metabolik ensefalopatiler, myokloniler, petit mal status'lar en sevdiği konular arasındaydı.

Sanırım en önemli özelliklerinden biri onun öğreticiliğindeki kendine özgü tarzı idi. Yalnızca okuyarak değil, ama yaşayarak, görerek, gözleyerek kazandığı bilgi birikimini kısa ve öz sonuçlar halinde her fırsatta anlatarak, yazarak aktarmak, bir bakıma zorla kafalara yerleştirmek ...

Sonuç vermeyen, fikir üretmeyen tartışmalara tahammülü yoktu, zamanını çok ustaca kullanır, çok hızlı düşünür ve kolayca sonuca ulaşırdı: "Haydi derdi, çabuk;  zaman geçiyor, mükemmel olmaya çalışma, mükemmel iyinin düşmanıdır.

Kendisi mükemmel bir hekimdi; hastaları daima onun için bir amaç'tı, hasta sorumluluğunu kimseyle paylaşmazdı.

Ve sanırım kişiliği en önemli izleri bıraktı üzerimizde:
 

Yalnızca tıp, nöroloji, EEG, epilepsi değil bizlere hayat dersi verdi. Her sözü, her hareketi çok açık ve net, dobra dobra idi. Yüze karşı söyler, arkasını döndüğü andan itibaren susardı. Hep yanımızda, yanıbaşımızda oldu. Konuşmadan, tartışmadan sorunlarımızı farkedip yol göstermeye çalıştı.

Ahmet Bey doğa hayranıydı, İstanbul-Boğaziçi tutkunu idi, canlıya, yaradılış'a saygı duyardı. İnsanı tanır akıllıyı, çalışkanı, becerikliyi hemen farkeder, ama kendisi hep en zayıfı kollardı. Onlarca yetiştirdiği-sevdiği insanı 1976'dan beri heryıl coşku ve heyacanla sürdürdüğü, Kanlıca Körfezi-Anadolukavağı geleneksel Mayıs toplantılarında biraraya getirdi.

Kendisini emekliliğine yakın, ama çok iyi tanıyabilmiş bir genç hekim arkadaşımız ölüm haberini aldığında şöyle yazıyordu: "Ahmet Hoca gerçekten de o sık sık tekrarladığı dizelerdeki usta bir kitap kadar bilge, bir sevda şarkısı kadar duygulu ve bir çocuk kadar içtendi, onu unutmıyacağız"

Kimilerimiz için Ahmet ağabey, kimilerimiz için Ahmet Bey ve çok daha  genç arkadaşlarımız için Ahmet Hoca o ürküten, korkutan gür sesiyle şimdi gözlerimizin önünde; onu kendi şiirlerinden biriyle hatırlıyalım.

 Zaman mı değiştiriyor evreni
 Değişmeler mi örüyor zamanı
 Yeniye ulaşmak mı yaşam sevinci
 Sonsuza dek duyabilmek mi
 

         Dr. Ayşen Gökyiğit



























--